Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,2614 | 34,3232 | |
EURO | 36,9321 | 36,9987 | |
Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd-ü sena,
Onun sevgili Rasûlü Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimize sonsuz salât ve selâm olsun.
Cenâb-ı Zülcelâl vel Kemâl hazretleri Mâide Sûresi’nin 2. âyet-i kerimesinde; “Ey iman edenler! İyilik ve takva hususunda yardımlaşın” emrini veriyor. İnsanlığın hidayete kavuşturulması yolunda ahlak, edeb, ilim, irfan kampanyaları başlatmamızı iyilik ve takva onarımı yapmamızı, iyiliğin hakim olmasını, iyiliğin hakim olması içinde, iyiliği gönlünde ve yaşadığı ortamda hakim kılacak, ilimle kafasını, irfanla gönlünü, edeple vücudunu aydınlatacak, çağı okuyabilen, entelektüel birikime sahip ilim ve irfanla dolu bir insan topluluğu olmamızı istiyor.
İşte tamda bu noktada Hz. Ömer’in (r.a) Hayber’in fethinden sonra ganimet olarak kendisine düşen bir arazinin fakir, köle, misafir ve Allah yolunda olanların istifade etmesi için bin yıllık “iyilik hareketi” olan vakıf medeniyeti devreye giriyor. Çünkü, efendimizden bu güne, nerede bir iyilik hareketi varsa, orada vakıf medeniyetinin olduğunu görüyoruz. Çünkü vakıflar iyilik ve takvada yardımlaşınız ilahi emrinin tecessüm etmiş halidir.
Vakfa hizmet halka hizmettir, halka hizmet ise Hakk’a hizmettir. Vakfa saygı tarihe saygıdır. Vakıf kurumu; insanın insana, hatta insanın tüm canlılara sunabileceği hizmetin tümüdür.
Vakıf, cahili öğreten okul, açı doyuran aş evi, hastayı tedavi eden hastahanedir.
Vakıf, diriye şefkat, ölüye rahmet vesilesidir.
Vakıf, yorgunu dinlendiren misafirhane, yetimi barındıran yurt, yoksulu güldüren yuvadır.
Vakıflar; varlıklarını Allah’a, vatan ve milletine armağan edenlerin eserleridir.
Vakıflar; geçmişe saygı, geleceğin teminatıdır.
Vakıf, sadaka-i câriyedir. Elmütenebbih: “Öldükten sonrada adının dillerde dolaşmasına çalış. Çünkü hayırla anılmak insan için ikinci bir ömürdür.” der.
Yâhya Kemâl “devlet ricalinde vakıfla ilgisi olmayanların itibarı yoktur” der. Bundan dolayı da şanlı ecdadımız fethettiği her bir karış toprağı baştan başa vakıf cennetine dönüştürmüştür.
Arif Nihat Asya şöyle der: “Nice nice imâretten, dârüşşifadan asırlar boyu dua almış. Şimdi öbür dünyadan eserlerini seyre dalmış”. İşte bu vakıf medeniyetinde: “Vakfa bir çivi çakan âbad olur, vakıftan bir çivi söken de berbâd olur”. Anlayışı atasözü haline gelmiştir.
Yunus Emre, Tapduk Emre’ye: “Nerden gelip, nereye gidersin ihtiyar?” diye sorar. Tapduk Emre’de “Yoldan gelir, yola giderim” der. Bizlerde bu yoldan geldik, bu yola gideriz. Biz, Cenâb-ı Hakk’ı seven, onun Resûlünün yolunda olan dostlarımızı kadim vakıf medeniyetinde buluşturmak, Yüce Rabbimizin dinine daha güzel ve daha çok hizmet etmeyi amaçlayarak 2015 yılında Bolu Yıldırım Bayezid Vakfımızı kurduk.
Şeyh Edebali’nin Osman Beye dediği gibi: “Hizmette önde, ücrette geride olmaktır muradımız”. Yolumuz uzun, işimiz çetin, yükümüz ağır. Allahû Teâla yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri utandırmasın, bizlere üstün gayret ve rıza-i bâriyi kazanma duygusu içinde nice güzel ve hayırlı hizmetler yapmayı nasip etsin inşallah. Selam dua ve bâki muhabbetlerimle.
Muammer KÜÇÜKSEYMAN
Bolu Yıldırım Bayezid Vakfı
Kurucu Başkanı